hicuykumyok #2: Neden yaşıyoruz?

Nisan 03, 2021




    Hepimizin içinde bir öz vardır ve bu özün mayası sadece duygularımız, kalbimizdir. Mantık ve tecrübe bu mayayı havayla temas eden beton misali dondurur.
Çocukken hayatla ilgili bir tecrübemiz olmadığından ve her şeyi sadece duygularımızla yaptığımızdan özümüz yani duygu dünyamız bir oyun hamuru gibidir ve çocukluğumuzda maruz kaldığımız büyük küçük her türlü darbe veya darbecik adeta bir oobleck katısı gibi her darbede bizim duygu dünyamızı sertleştirir. Burdaki asıl sıkıntı, sadece sertleşmeyle kalmayıp aynı zamanda her darbenin özümüzde küçük çukurlar bırakmasıdır. Biz büyüdükçe, tecrübelendikçe ve beynimiz geliştikçe özümüz bu küçük çukurlarla birlikte bir daha değiştirilmemek üzere katılaşır.
    Hayatımızın büyük bir kısmı sadece çocukken sahip olamadığımız şeylere sahip olma çabasıdır. Bu hepimizde farklıdır kimi beklediği aile sevgisini göremez kimi arkadaş sevgisi göremez kiminin parası olmaz ama her zaman olmayan bir şey vardır. Yani bir insanın özünde çukur olmama ihtimali yoktur. Öyle bir insan olsaydı zaten yüksek olasılıkla hayatının sonunu görebilecek motivasyonu kendisinde bulamaz ve bir yerlerde hayatına son verirdi. 
    Bu çukurların en önemli özelliği ileriki yaşlarımızda o eksikliğini yaşadığımız şeye sahip olmamız dahi bu boşluğu kapatmaz. Örneğin çocukken fakir olan biri gelecekte milyoner olsa dahi içindeki o çukur düzelmez sadece üstü yamalanmış olur. Bu bize dünyanın en zengin insanlarının neden çocukken fakirlikten geldiğini de bir nebze açıklamış olur. Yani hayatımız, bu çukurları yamayabilme çabasıdır bir nevi. Tarih sahnesinde herhangi bir dalda spesifik başarılar kazanmış herkesin ortak noktası nedir? Neden bütün başarı hikayelerinin altında bir başarısızlık yatar? Çünkü boşlukları büyük olan insanlar içindeki bu boşluğu sadece görmezden gelerek yani başka işlerle meşgul olarak baskılayabilir. Yani bir nevi dâhilerin sosyal sıkıntıları olmaz, sosyal sıkıntıları olan dâhi olur.
    Bu boşluk doldurma çabası ayrıca evrensel ve içseldir. Eğer bir olay veyahut kişi size bu boşluğu doldurma ihtimali bile veriyorsa onun peşinden hiçbir mantık aramaksızın gidersiniz. Yani kültür veya zeka seviyeniz hiçbir şeyi değiştirmez. Et görmüş aç bir ayı için ete doğru koşarken mantık kavramı neyi ifade ediyorsa bizim için de bu tür anlarda bundan fazlası değildir.
    Bazen bazı şeyleri neden yaptığımızı bilmeyiz. Bir tepki veririz veya bazı davranışlarda bulunuruz ama bunu yapan biz değilizdir. Olayın üzerinden vakit geçtikten sonra gerçekten kendimiz olarak baktığımızda neden öyle yaptığımızı, hatta öyle bir hareket yapmanın mantığını bile bulamayız. Hatta bu tür anlar kendimizi rezil edeceğimiz anlar bile olabilir. İşte bu kadar kendimize zarar vermemizi bile çok doğalmış gibi gösteren mantık, etin peşinden koşan aç ayının mantığıdır.
    Kısaca hepimiz bu çukurlarımızla, çukurlarımız için yaşıyoruz.

Beğenebileceğin Diğer Yazılar:

0 Yorum

Labels